‘’Garaja Gideceğine İçki Satan Bir Büfeden Şarap Aldı’’
Hüseyin Rahmi Aksoy Vakfı Müdür Vekili
H. Bahaettin Aksoy ile KonuÅŸtuk

1.Kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Hasan Bahaettin Aksoy. 1964 Salihli doğumluyum. Daha önce 35-40 sene esnaflık yaptım. Şu anda emekliyim. Beş yıl önce eşim Çiçek Hanım ile evlendim.1958 yılında rahmetli Hüseyin Rahmi dedemin kurmuş olduğu Hüseyin Rahmi Aksoy Vakfı’nın yöneticiliğini yapmaktayım. Eşim ile birlikte bu vakfa gönüllü olarak hizmet ediyoruz.

2. Vakfın kuruluş amacı nedir?
Rahmetli Dedem, ihtiyacı olan insanlara sağlık konusunda yardımcı olmak amacıyla kurmuş. Hemen bununla ilgili bir anekdot anlatayım. O yıllarda ‘’Hacı Amca bu vakfı neden sağlık hizmetleri için kuruyorsun? Cami gibi, aş evi gibi hizmetler verecek bir vakıf yerine, neden sağlık ile ilgili hizmet verecek bir vakıf kurdun?’’ diye sormuşlar. Dedem ‘’Evladım ben zaten camilere, okullara ve değişik hayır kurumlarına yardım yapıyorum. Hacca da gitmiş bir insanım. Bir insan aç kaldı mı çarşamba pazarından sebze meyve artıklarını toplayarak açlığını giderebilir. Ama sağlık konusunda doktora ve ilaca ulaşması için paraya ihtiyacı vardır. Bu hizmetlere ulaşmakta zorlanabilir, bu bakımdan sağlık alanında hizmet veren bir vakıf kurmaya karar verdim.’’ Demiş. Bu düşünceden hareketle fakir hastalara ilaç ve ameliyat yardımı yapabilmek amacıyla kurmuş.
O zamanlar devlet hastanesi ‘’Salihli Sağlık Merkezi’’ adı altında hizmet veriyormuş. Salihli Sağlık Merkezi’ne ve fakir hastalara yardım edebilmek amacıyla kurmuş. Daha sonra sağlık merkezi, devlet hastanesine dönüştü ve daha sonraları da mahallelere sağlık ocakları açılmaya başladı. Bizim de yardım faaliyetlerimiz buna paralel olarak genişlemeye başladı. Devletin ön ayak olduğu her sağlık kuruluşuna yardım ediyoruz. Hem nakdi hem de ayni yardım yapabiliyoruz.

3. Vakfın gelirleri nelerdir?
Bulunduğumuz binanın olduğu yerde eski ismiyle ‘’Şems Oteli’’ yeni ismiyle ‘’Güneş Oteli’’ faaliyet gösteriyordu. Cumbalı, iki merdivenli çok güzel bir oteldi. Dedem önce bu otelin gelirini bağışlamış. 1958 yılından 1988 yılına kadar otelin kira geliriyle bahsedilen yardımlar yapılmış. Bina eski olduğu için iyice yıpranmıştı. Zamanın Belediye Başkanı Zafer Keskiner oteli mühürledi. ‘’Otelin restorasyonunu yaptırmanız lazım ya da burayı yıkıp yeniden bina yapmanız lazım’’ dediler. Biz orayı 1988 yılında yıktık. Aşağıda Sevgi Yolu’na bakan 3 dükkândan 10 yıllık kira bedelini peşin alarak zemin katı yaptık. Daha sonra 1. ve 2. kat için Salihli Ticaret ve Sanayi Odası teklifte bulundu. 10 yıllık kira bedeli karşılığı Ticaret ve Sanayi Odası 1. ve 2. katları yaptı.1991 yılında şehir kulübü de yine 10 yıllık kira karşılığı 4. ve 5. katları yaptı.
Güneş Oteli yap işlet devret modeliyle Hüseyin Avni Aksoy Vakfı binasına dönüştü. Şu anda 17 adet bağımsız bölümümüz var. Zemin katta 4 adet dükkanımız var. Yukarıda da 13 tane büromuz var. En üst katta şehir kulübü var. Bürolarımız da avukatlar, muhasebeciler, diş doktoru kiracılarımız var. Kiracılar konusunda da belli kurallarımız var. Doktor, mimar, mühendis, muhasebeci benzeri mesleklere kiraya verebiliyoruz. Bürolarımızın her birinde mutfak ve lavabo var.

4. Sağlık alanında yaptığınız yardımların belli kriterleri var mı?
Yaptığımız yardımlarda şahsın muhtaç olması, maddi durumunun iyi olmaması en baştaki kriterimiz. Vatandaşa sağlıkla ilgili her konuda yardımcı oluyoruz. Yardım kalemlerinden bahsedeyim. Yol yardımı yapıyoruz. Yeşil kartlı hastalardan ek bir belge istemiyoruz. Sigortalı veya emekli ise onlardan fakirlik ilmühaberi istiyoruz. Tekerlekli sandalye, yürüteçler, işitme cihazları, medikal aletler, protez, eğer kriterlere uyuyorsa akülü tekerlekli sandalyeler de alıyoruz. Mesela bazı medikal aletler de devletin ödediği katkı payları bazen yeterli gelmiyor, biz bu katkı paylarına para takviyesi yaparak vatandaşın sahip olmasına yardımcı oluyoruz. Örneğin işitme cihazına devlet adet başı 5000 lira ödeme yapıyor. Bugün bir işitme cihazı 20.000 lira civarı. Aradaki bu 15.000 lira civarındaki farkı biz ödeyebiliyoruz. Kaymakamlık Sosyal Dayanışma Vakfı ve Salihli Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ile de iletişim halindeyiz. Onlarla da paslaşıyoruz. Yardımlar konusunda zaman zaman onlarla birlikte hareket edebiliyoruz.
Kurumsal olarak da Salihli Devlet Hastanesi ve Salihli Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’ne yardım ediyoruz. Sağlık ocaklarının yapısı değişti. Aile hekimlerine devletten para geliyor, yanında çalışanların odununu kömürünü alabiliyor. Önceki yıllarda sağlık ocaklarına da yardım ediyorduk. Bazen zorunlu hallerde yardım yine de yapabiliyoruz. Bundan 13 yıl önce Yıldız’da faaliyet gösteren sağlık ocağının restorasyonunu yaptık. 2014 yılında Razlı Mahallesi’ndeki 112 acil istasyonunu yaptık. Belediye arsayı bağışladı, biz de binayı ve binanın klimasına kadar bütün tefrişatını yaparak Sağlık Bakanlığı’na devrettik. En büyük yatırımlarımızdan birisi de orasıdır.
Yeşil kartlılara ve araştırmamız neticesinde gerçekten zor koşullarda geçim sağladığı kanaatine vardığımız emekli ya da çalışan vatandaşlarımızın muayene ücreti ve eczaneye ödemesi gereken ilaç katılım bedellerini de anlaşmalı olduğumuz eczaneye Aksoy Sağlık Vakfı olarak biz ödüyoruz.
Yine Salihli’mizde saÄŸlık üzerine yardım faaliyetinde bulunan Hilmi Kızı Servet Özyürek Vakfı ile ortaklaÅŸa olarak Salihli Devlet Hastanesi Göz PolikliniÄŸi’ne, göz muayene kontrol cihazı ve Salihli Ağız ve DiÅŸ SaÄŸlığı Merkezi muayene odalarına da birer adet hasta muayene koltuÄŸu ile gerekli araç gereçleri ve de diÅŸ filmi röntgenini bilgisayar ekranına aktaran fosfor plaka tarama cihazı aldık.
Son olarak yine büyük bağış yaptığımız Salihli Atatürk Mahallesi’nde arsası Salihli Belediyesi tarafından tahsis edilen, rahmetli Mehmet Refika Kayahan Varisleri tarafından yaptırılan Mehmet Refika Kayahan Aile SaÄŸlık Merkezi’nin kullanacağı tıbbi cihaz ve aletlerin tümü Hüseyin Rahmi Aksoy Vakfımız tarafından temin edilip bağışlanmıştır. Salihli iÅŸ insanlarından Ahmet Kavak Bey ve Atatürk Mahalle Muhtarımız Servet DemirtaÅŸ’ın ön ayak olması ile de aile saÄŸlık merkezinin perdeleri, klimaları, kameraları vb. hayırseverler tarafından alındı. Salihli İlçe SaÄŸlık Müdürlüğümüz son kontrolleri yaptıktan sonra doktor ve hemÅŸireleri atayacak. Nasip olursa aile saÄŸlığı merkezimiz Nisan sonu veya Mayıs ayının ilk haftasında hizmete girecektir.

5. Pandemi döneminde yardım faaliyetlerinizi sürdürebildiniz mi?
Pandemi döneminde gelirlerimizde bazı düşüşler oldu. Kapanma döneminde kiracılarımıza ödeme konusunda yardımcı olduk. Bunun yanında özellikle devlet hastanemize çok katkılarda bulunduk.2020 yılının 9 Mart’ında pandemiden ilk ölümler başladı. 2021 yılının sonuna kadar, iki yıla yakın dönemde toplam 250-300 bin lira civarında malzeme araç gereç yardımında bulunmuşuz. O dönemde 2 adet nazal oksijen cihazı hediye ettik. Çok pahalı cihazlar. Her birinin değeri o gün için 50 bin liraydı. Covit hastalarının tedavileri için bölümler oluşturuldu, onlara yardımcı olduk. Ayrıca salgında çok kullanılan medikal aletler takviyemiz oldu. Başhekim ve Müdür Bey ne isterse yardımcı olduk.

6. Vakfınızdan talep edilen yardımların doğruluğunu anlamak için nasıl bir araştırma yapıyorsunuz?
Bir insan bize nasıl ulaşabilir? Sevgi Yolu’nda, Vakıflar Bankası’nın yanında Hüseyin Rahmi Aksoy Vakıf binasının 1. katında büromuz var. Referans bizim için çok önemli. Vatandaşımız bir referansla geldiyse, biz o referansa telefonla ulaşıp etraflıca bilgi alıyoruz. Eğer referans ile değil de bir duyumla geldiyse; bu durumda eşim Çiçek Hanım ile birlikte hastayı önce dinliyoruz. Kendisinden evinin adresini öğreniyoruz, evinde ziyaret edip durumunu gözlemliyoruz. Komşularından, mahalle muhtarından müracaat eden hakkında bilgi alıyoruz. Gerçekten muhtaç olduğuna kanaat getirdikten sonra sağlıkla ilgili sorunlarında yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Zaman zaman vatandaşlar bize burs için, kömür yardımı için veya buna benzer taleplerle geliyorlar. Biz bu vatandaşlara maalesef yardımcı olamıyoruz. Çünkü vakfımızın kuruluş amacı ve tüzüğü sadece sağlık ile ilgili konularda yardım yapabilmemize onay veriyor. Yine tüzüğümüz gereği, Salihli ve köylerinden olmayan hastalarımıza yardım edemiyoruz. Birde sosyal yardımlaşmadan yardım alıp almadığını da öğreniyoruz. Oradan da yardım aldığı teyit edilirse, gerçekten ihtiyaç sahibi olduğuna kanaat getirip daha rahat yardımcı oluyoruz.

7. Bu yardımları yaparken başınızdan geçen ilginç bir olay oldu mu?
Rahmetli olan bir arkadaşımız vardı. Kendisi şarap bağımlısıydı. Kalp rahatsızlığı, kilo problemi, basur gibi rahatsızlıkları vardı. Tedavi için Manisa’ya gidip geliyordu. Devlet Hastanesi’nden sevk kâğıdı getirdi. O zamanlar 50 lira yol yardımı yapıyorduk. Ben kendisine bu yardımı nakit olarak yaptım. Kendisi garaja gitmek üzere vakıftan ayrıldı. Fakat ben bağımlı olduğunu bildiğim için şüphelendim ve arkasından takip ettim. Garaja gideceğine içki satan bir büfeden şarap aldı. Bu olay bize vakıfta yeni bir karar almamızın gerektiğini gösterdi. Biz o günden sonra hastalarımıza gidin muayene olun, muayene olduğunuzu belgeleyecek hastanenin verdiği barkodu bize getirin ödemeyi ondan sonra yapalım demeye başladık.

8. Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Rahmetli Dedem Hacı Hüseyin Rahmi Aksoy ve yine Rahmetli Babam Kasım Aksoy’u anmadan geçemeyeceğim. Dedem vakfın 1958 yılındaki kurucusu, Babam ise vakfın ilk müdürü olarak hizmet etti. Emekli Yargıtay Hâkimi Amcam Abdurrahman Aksoy ise vakfın ikinci müdürü. Allah ona da sağlık sıhhat versin. Kendisi 1932 doğumlu, yani 93 yaşında. Ben de şu anda vakıf müdür vekiliyim. Allah sıralı ölüm verirse ben vakfın üçüncü müdürü olacağım. Şu anda vakıf müdürü amcamın yerine bu işleri yürütmeye çalışıyorum. Eşim Çiçek Aksoy’a da bana bu işleri yürütmemdeki desteğinden dolayı teşekkür ediyorum.

Yorum: Ölümsüzlüğün Sırrı
Bazı insanlar ölümsüzlüğün sırrını daha hayattayken buluyorlar. Beden olarak dünyadan ayrılsalar bile isimleri hayırla anılmaya devam ediyor. Rahmetli Hacı Hüseyin Rahmi Aksoy’da bu örnek insanlardan bir tanesi.
Dinimiz, bu örnek insanların öldükten sonra amel defterlerinin kapanmayacağını müjdeliyor. Ebu Hureyre’den rivayet edilen bir hadiste bu ‘’Örnek İnsanların’’ kimler olduÄŸu çok güzel formüle edilmiÅŸ. “İnsanoÄŸlu öldüğü zaman, bütün amellerinin sevabı da sona erer. Åžu üç ÅŸey bundan müstesnadır: Sadaka-i cariye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden hayırlı evlat.”
Hadiste sevabı ölümden sonra da devam eden üç amelden bahsedilmektedir. Bunlardan biri sadaka-i cariye, yani hayrı devam eden iyiliktir. Herkesin faydalandığı ve varlığı devam ettiği müddetçe sevabı da devam eden hayırlardır. Okullar, hastaneler, yollar, köprüler, çeşmeler, her çeşit hayır vakıfları bunların örneğidir. Bunları yapanların, yapımına katkı sağlayanların amel defteri kapanmaz ve sevabı sürekli olur.
Sevabı devamlı olan ikinci salih amel, kendisinden insanların sürekli faydalandığı ilimdir. Kişinin ölümünden sonra sevabını devamlı kılacak olan üçüncü amel, arkasında kendisine dua edecek salih evlat bırakmaktır.
Vakıf geleneği; Osmanlı’dan beri devam eden çok güzel bir gelenek. Hatta Osmanlı’da o kadar çeşitli ve ilginç vakıflar kurulmuş ki hayret etmemek mümkün değil. Leylek Vakfı, Duvar ve Sokak Temizliği Vakfı, Köprüleri Sellerin Zararından Koruyan Vakıf, At Vakfı, Van Gölü’nde Acil Yardım Gemisi Dolaştıran Vakıf, Herkese Meyve Vakfı, Borcundan Dolayı Hapse Düşenlere Yardım Vakfı, Helva Dağıtan Vakfı, Pabuç Parası Veren Vakıf. Bunların içinde en ilginçlerinden birisi Nefes Vakfı: Halkın rahat nefes almasını sağlamak için İstanbul, Bebek’te yaptırdığı köşk ve limanı vatandaşlara açan bir hayırseverin kurduğu vakıfmış. Ne dersiniz, ilginç değil mi?
