Akseki’den Salihli’ye Kitabının Yazarı
Abdullah Yavuz ile KonuÅŸtuk
‘’ Askerliğimi 12 Gün Uzattım ’’

1.Abdullah Yavuz’u tanıyabilir miyiz?

20 AÄŸustos 1941 tarihinde Antalya, Akseki Büyükalan Köyü’nde dünyaya gelmiÅŸim. 6 yaşımda köyümün ilkokulunda kayıtsız olarak okula baÅŸladım. Ailemin (AÄŸabeylerimin) Konya, Karaman’da ikamet etmesi nedeniyle ilkokula Karaman’da baÅŸladım. Daha sonra Salihli’ye taşınmaları nedeniyle ilkokul 4. ve 5. sınıfları Salihli Namık Kemal İlkokulu’nda okudum ve pekiyi derece ile mezun oldum.
Ailemin maddi durumundan dolayı tahsil hayatıma devam edemedim. Salihli’de tuhafiyecilik yapan Süleyman Sözen’in yanında tezgâhtar olarak çalışmaya baÅŸladım. Askere gidinceye kadar burada hem meslek öğrendim hem de aileme katkı saÄŸladım.

24 ay askerlik yaptıktan sonra Ağabeyim Ali Yavuz ile birlikte tuhafiye dükkânı açtım. 1968 yılında Salihli Ticaret ve Sanayi Odasına kayıt oldum. Meslek gruplarında görev aldım ve bir dönem meclis başkanlığı yaptım. Çeşitli resmi kurumlarda Ticaret ve Sanayi Odası’nı temsil ettim. 1973 ve 1978 seçimlerinde iki dönem Salihli Belediyesi Meclis Üyesi seçildim. Ticaret ve Sivil Toplum Kuruluşlarındaki hizmetlerim birçok plaket ve ödül ile taçlandırıldı.
3 Haziran 1978 yılında evlendim. 1995 yılında oÄŸlum dünyaya geldim. 2019 yılında aktif ticaret hayatımı bitirdim. Halen Salihli’de ikamet etmekteyim.
2. Akseki’den Salihli’ye ismini verdiÄŸiniz ve anılarınızı anlattığınız bir kitap yazmışsınız. Kitap yazma fikri nereden aklınıza geldi?

Ben fakir bir ailenin çocuğu olmama rağmen, çok kitap okuyarak bilgi ve görgümü artırmaya çalıştım. Fakirliğin kitap okumaya, kendini yetiştirmeye bir engel olmadığını gördüm. Düzgün ve dürüst çalışma ile birçok şeyin üstesinden gelinebileceğini anlatmak istedim. Gençler dürüst ve azimli olarak çalışırlarsa önlerinin açılacağını bilmeliler. Buna ilkokul mezunu birisi olarak kendimi örnek göstermek istedim. Kendi başarılarınızın yanında topluma hizmet eden çeşitli kurumlarda görev alarak, topluma da faydalı olursunuz. Okumak istiyordum fakat babamın mali durumunun zayıf olması dolayısıyla bunu gerçekleştiremedim. Bu açığımı çeşitli kitaplar okuyarak, bilgimi cesaretimi artırarak kapatmaya çalıştım. Gençlere örnek olayım diye böyle bir düşünceye kapıldım.
3. Ağabeyiniz Ali Bey ile 1965 yılında ortak olarak açtığınız Yavuz Tuhafiye’de neredeyse yarım arası aşan bir süre ortaklık yapmışsınız. Ortaklık kültürünün zayıf olduğu ülkemizde bu uzun süreli ortaklığı nasıl başardınız?
Ortaklar çok güzel çalışırlarsa, birbirlerinden habersiz bir dümen çevirmezlerse üçüncü ortakları Cenabı Haktır. Biz bu yolda yürüdük. Dükkândan bir ihtiyacımızı alacağımız vakit birbirimize sormadan almazdık. Onun için kavgasız gürültüsüz uzun yıllar ortaklığımız oldu. Çalıştık çabaladık evlerimiz oldu, dükkânımız oldu, evlendik. Yalnız bir insan dürüst olacak, namuslu olacak, ahlaklı olacak. Bu söylediklerim mevcut oldu mu başarmamak mümkün değil.

Çocuklar büyüdü, vakit geldi ayrılmamız icap ediyor. Ayrılacağımız zaman Ağabeyime sen ne istiyorsan onu al dedim. Dedi ki ‘’Abdullah bir kızımız var, senin de bir oğlun oldu’’. Dükkânı oğlan çalıştırabilir düşüncesiyle ‘’malıyla dükkân sende kalsın’’ dedi. Diğer gayrimenkullerimizi de adil bir şekilde aramızda paylaştık. Kavgasız gürültüsüz bir şekilde tatlılıkla ayrıldık.
4.Neden 12 gün fazla askerlik yaptınız?
Komutanımın ricası üzerine askerliğimi 12 gün daha uzattım. . Beni çok severdi. Helali hoş olsun 12 gün fazla askerlik yaptım. Bu benim ömrümü uzatıyor. Rahatım çok iyiydi. Ben onbaşıyım ama tabur komutanı kapımı tıklatmadan yazıhaneye girmezdi. Bu yüzden 12 gün fazla askerlik yapmayı hiç

5.İşinizin yanı sıra topluma katkı sunmadaki enerjinizin sırrı nedir?
14 yaşımda namaza başladım. Her şeyi istedim Yaratandan. Gönlüme göre hepsini verdi. Sağlığımın, enerjimin, pozitifliğimin sırrı budur
6.Biriktirdiğiniz hayat tecrübelerinizin ışığında gençlere neler önerirsiniz?

Gençlere tavsiyem bol bol kitap okusunlar. Gençler çeşitli kitaplar okuyup kendinizi geliştirin. O zaman yolunuz açık olur. Önce dürüst olacaksınız. Eğer kardeşiniz veya kardeşleriniz arasında haksızlık yapmayacaksınız. Kendinize iğneyi, çuvaldızı başkasına batıracaksınız ki önce acıyı kendiniz hissedin.
Bu soru tabii hem ticari hayatı hem de diÄŸer ahlaki hayatı kapsıyor. Biraz önce söylediÄŸim gibi birbirinden habersiz herhangi bir ÅŸey yaptın mı onu bereketini ÅŸeytan götürür derler. Bereketi kaçar. Onun için dürüstlük en güzel ÅŸeydir. Haberli olmak en güzel ÅŸeydir. Büyükleri ziyaret etmek ihtiyaçlarını gidermek ayrı bir manevi haz verir. Ticaretle uÄŸraşıyorsanız isteyiciyi boÅŸ çevirmeyin, elinizden gelen yardımı yapın. Zenginseniz malınızın kırkta bir zekâtını da verin. Yoksa bütün kazancınız haram olur diyor Kur’an. Zekât malı temizler. Biz böyle yetiÅŸtik.
7. Dolu dolu bir hayat yaşamışsınız. Başınızdan birçok ilginç olay geçmiştir. Sizi en çok etkileyen bir anınızı anlatabilir misiniz?

Askerde yazıcıydım. Çavuşun bir tanesi terhis olmuştu. Yazıhaneye geldi ‘’Abdullah ben Kars Ardahan’a gideceğim. Param yetmeyecek bana 30 lira yardımda bulunur musun? Gider gitmez hemen postayla gönderirim’’ dedi. O zaman askerlere sigara dağıtılıyordu. Ben sigara içmediğim için, sigara içenlere satıyordum. Param var, 30 lira verdim. Epey bir süre bekledim fakat sözünde durmadı parayı yollamadı. Ne yapabilirim ben şimdi diye düşünmeye başladım. Komutana söylesem ‘’vermeseydin ne yaparsan yap’’ diyecek. Ama yokluğu gördüğüm için kıyamadım verdim.
Peki, gelmeyince ne yapmam lazım? Kars savcılığına resmi bir yazı yazmaya karar verdim. Grubumuzun adresini, birliğimizi başlık olarak yazdım.
T.C.
57. TÜM. 1. ER EĞİTİM TUGAYI SİLAH İHTİSAS TABURU
KIRKAĞAÇ / MANİSA
Sayın Savcı Bey, ben silah ihtisas 3. Tabur3. Grupta yazıhanede görev yapmaktayım. Grubumuzun çavuşlarından Kars vilayetine bağlı Arapkir köyünde ikamet eden İbrahim Sönmez terhis olurken benden otuz lira borç istedi. Ben de yardımı seven bir ailenin çocuğuyum, bu isteğini yerine getirdim. Memlekete varınca hemen PTT ile göndereceğim dedi, söz verdi. Üç aydan beri göndermedi, size zahmetim olacak, bahsi geçen köye jandarma göndererek paramın alınıp Ptt masrafı içinden kesilerek tarafıma gönderilmesini sizden istirham ediyorum. Ellerinizden öperim, saygılarımı sunarım.
Abdullah YAVUZ
P.Yazıcı Onb.
En kısa zamanda savcı beyden bir mektup geldi; ’ 30 lira alacağın ilgili borçludan alınarak PTT ile gideri benden olmak suretiyle gönderilmiştir’ yazıyordu. Ben de Savcı Bey’e teşekkür mektubu gönderdim. İyilik yapmak, iş görmek, insanlara yardım etmek dinin temeli, insanlığın gereğidir. Ben hep bu yolda yürüdüm.
8. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Gençlere bir iki şey söyleyeyim. Her şeyden önce dürüst olsunlar, saygılı olsunlar, büyüklerine karşı saygı ve sevgiyi eksik etmesinler. Çok çalışsınlar. Çocuklarımıza sağlıklı günler diliyorum. Ülkemiz çok güzel bir ülke sahip çıkın. Teşekkür ederim.

Yorum: Bir Daha Dünyaya Gelsem…
Yavuz Tuhafiye demek, çocukluÄŸumun yaz tatillerinde geldiÄŸim Salihli’nin Yıldız Meydanı’nda mis gibi kolonya kokularının yayıldığı bir dükkân demek. Dükkânın önüne dizilmiÅŸ cam kavanozlar içindeki renk renk kolonyaların bir çeÅŸmeden bardaÄŸa su doldurulması gibi kolonya ÅŸiÅŸelerine doldurulduÄŸu, iÄŸneden ipliÄŸe her ÅŸeyin satıldığı bir dükkân demek.
Abdullah Bey, hayatını ve hizmetlerini anlattığı ‘’Akseki’den Salihli’ye Abdullah Yavuz’’ isimli kitabında, döneminde marka haline gelmiş bir dükkânın hangi şartlarda açılabildiğini anlatıyor. Ağabeyi Ali Bey ile birlikte Salihli, Alaşehir, Köprübaşı, Demirci, Gördes gibi çevre ilçeleri dolaşarak kahvelerde çorap, mendil, çakmak, çakmaktaşı vb. satarak omuz omuza verdikleri mücadeleyi anlatıyor. Kitabında, tecrübelerini ve bazıları kendisine ait olan özlü sözleri gelecek nesillere aktarıyor. Onlara bir anlamda rehber oluyor.
Abdullah Yavuz’un hayatında üç dönem var. Birincisi ticarette başarılı ve saygın Abdullah Yavuz, ikincisi sivil toplum kuruluşlarında faaliyet gösteren başarılı ve saygın Abdullah Yavuz. Üçüncüsü ise yazdığı kitapla tecrübelerini paylaşan başarısını ve saygınlığını perçinleyen Abdullah Yavuz.
Yoksulluk nedeniyle eğitimi ilkokulda bitmiş fakat bu açığını çok okuyarak kapatmış. Babasını rol model olarak kendisine rehber edinmiş. Onun öğretilerine göre hayat tarzını tanzim etmiş, tecrübelerinden faydalanmış. Aile hayatını, ticari hayatını ve sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalarını bir arada götürme başarısını göstermiş Abdullah Bey.
Söyleşi için evine davet etmişti. Söyleşi bittiğinde eşi Emel Hanım’da sohbetimize dâhil oldu. Orada ifade ettiği bir söz her evli erkeğin duymayı istediği bir sözdü. ‘’Bir daha dünyaya gelsem, yine Abdullah Bey ile evlenirdim.’’ Bu söz her şeyi özetliyordu. Ben de yazımı Ziya Paşa’nın şu beyti ile noktalayayım. ‘’Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.’’
