SÖYLEŞİyorum

‘’Gelen Topu Elimden Kaçırdım ve Gol Oldu’’

Salihli’nin Efsane Kalecilerinden

Ömer Haşim Gündağ ile Konuştuk

1.Kendinizi tanıtır mısınız?

1958 yılı Salihli doğumluyum. Doğma, büyüme Salihli’de ikamet ettim. Evliyim, Allah bağışlarsa üç erkek çocuk sahibiyim. Emekliyim. Amatör kümede hemen hemen kırk seneye yakın top oynadım.

2.Futbola ve kaleciliğe nasıl başladınız?

Bizim zamanımızda böyle futbol sahalarına gitmek yoktu. Mahalle aralarında top oynardık. O zamanlar Salihli’nin amatör futbol takımlarından Gürbüzler’de futbol oynayan Köse Turan dayım vardı. Bir gün beni kulağımdan tuttuğu gibi antrenmana götürdü. 1969 senesiydi daha 10-11 yaşlarındaydım. Amatör futbolla ilk tanışıklığım böyle başladı. O zamanlar Salihli’nin amatör kümede Gençlerbirliği, Gürbüzler, Fevzipaşa ve Beşeylül takımları vardı. Bu takımların kendi arlarında ciddi rekabetleri olurdu. Zaman zaman maç bitimlerinde de taraflar arasında kavgalar çıkıyordu. Bu kavgalardan dolayı o dönemde Salihli takımları federasyondan ceza aldı. Salihli ceza alınca Salihli’nin bütün takımları ligden men edildi.

Daha sonra kulüpler kendi aralarında anlaşarak Salihlispor’u kurdular. İlk toplantıda renkleri tespit ettiler. Gürbüzler sarı-lacivert, Gençlerbirliği sarı-kırmızı, Fevzipaşa kırmızı-beyaz, Beşeylül siyah- beyazdı. Uzun görüşmeler sonucu Salihlispor’un renkleri kırmızı-lacivert olarak tescil edildi. İlk başkanımız da Salihli’nin ileri gelenlerinden, çok değerli abimiz rahmetli Keskin Güngör’dü. Antrenörümüz de Nano Nurettin lakaplı, Nurettin Abi oldu. O zamanın kurallarına göre Salihlispor’un genç takımının da olması gerekiyordu. Ben de genç takımın kalecisi olarak futbol hayatıma tam olarak başlamış oldum.

3.Kaleci olmayı neden seçtiniz?

Ben aslında stoper olarak oynuyordum. Bir antrenmanda kalecimiz sakatlanınca Hocam Turgut Güler ‘’ Haşim Ömer senin reflekslerin, hissiyatın, oyunu okuman kaleciliğe daha yatkın, seni bir de kalede deneyelim’’ dedi. Yani kaleci olmayı ben istemedim Hocam’ın bendeki o kabiliyeti görmesi sonucu kendimi bir anda kaleci olarak buldum. Bu benim için büyük bir heyecandı. İlk kalecilik tecrübemde başarılı olunca, futbola kaleci olarak devam ettim.

4.Hangi takımlarda oynadınız?

Salihlispor, Beşeylül, Sanayispor’da oynadım. Sanayispor 1983-1984 futbol sezonu sonunda ikinci lige katılma hakkı kazandıktan sonra, Sanayispor’un ikinci ligi ekonomik olarak götüremeyeceği düşüncesiyle, Yeni Salihlispor adında forma rengi yeşil- beyaz olan takım kuruldu. O zaman ben çalışma durumumdan dolayı amatör olarak kaldım. Daha sonra Sarıgölspor’da, Ahmetlispor’da en son yine sanayimizin takımı Sitespor’da 2001 yılına kadar oyuncu, antrenör ve idareci olarak görev yaptım.

5.O dönemlerde antrenmanlar nasıldı? Bugünkü antrenmanlar ile aralarında ne gibi farklar var?

Bugünkü antrenman yöntemleri daha çok bilimsel ve taktiksel. Bizim zamanımızda oynayanların aynı zamanda, çalışma hayatı içinde de olmaları bakımından gerçek anlamda amatördü. Antrenman saatleri herkesin çalışma saatlerine göre ayarlanırdı. Genelde bir kısmını öğle aralarında, kalan antrenmanları da akşam saatlerinde yapıyorduk.

6. Size göre bir kalecinin en önemli özellikleri nelerdir?

Kalecilerin altıncı hissinin ve reflekslerinin kuvvetli olması gerekir. Bir de saha içinde kontrolü çok iyi olması, iyi gözlem yapması gerekir. Yani oyunu iyi okuması gerekir. Çok sakin ve soğukkanlı olması gerekir. Baktığında sahanın tamamını görüp, topu en iyi şekilde oyuna sokması gerekir. Önünde oynayan arkadaşları ile çok iyi diyalog kurup gerektiğinde onları yönlendirme kabiliyetinde olması gerekir.

7.Unutamadığınız bir maç var mı?

Aslında iki tane var. Biricisi lise takımında Manisa Şampiyonluğu için Alaşehir Lisesi ile oynadığımız ve 3-1 kazandığımız maç. Bu maçın sonunda şampiyon olduk ve Çanakkale’ye elemelere gittik. Bu maçı hiç unutamam, çünkü o maç sanki benimle Alaşehir Lisesi arasında oynanamış gibi oldu. Bizim kaleye o kadar çok şut geldik ki yerden kalkamadım desem yeri var. Ama mutlu sonla bitti.

İkincisine gelince Sanayispor’un çıktığı sene ben Beşeylül kalesini koruyordum. Biz de şampiyonluğa oynuyorduk. Akhisarspor ve Salihlispor maçları var. Bu takımlarla sahamızda oynadığımız iki maçı da 2-1 kazandık. İki maçta da çok iyi oyun çıkarmıştım. Bizim bu galibiyetlerimiz Sanayispor’a yaradı ve şampiyon olmasını sağladı.

8.O dönemlerde kaleci olmanın zorlukları nelerdir?

Amatör ligde en zor görev kalecinindir. Eğer maç kazanılırsa ne ala ama kaybedilirse bütün suç kaleciye yüklenir. Kaleci takımın günah keçisidir adeta.

9.En unutamadığınız kurtarış veya yediğiniz en ilginç gol hangisidir?

Saihlispor ile oynuyoruz. Salihlisporlu Baba Tevfik kaleye müthiş bir rövaşata çekti, ben o topu çıkardım. Çıkardıktan sonra sahip oldum, sahip olduktan sonra beklemeden hemen degaj yaptım. Yaptığım degajı kapan bizim takımın forvet futbolcusu Rahmetli Hayrettin topu kaptığı gibi ortaladı, Mehmet Ali bu ortalanan topa mükemmel bir kafa atarak golü yaptı.  Biz bu maçı 2-1 kazandık.

Yediğim ilginç gole gelince… Salihli’de Akhisar Kayalıoğluspor ile oynuyorduk. Bu maçta iki tane talihsiz gol yedim ama maçı 3-2 galip bitirdik. Yediğim golün biri benim yaptırdığım penaltıdandı. Diğer gol ise; kaleciler önündeki takım arkadaşına eğer gelen şutu yakalayabileceğine inanırsa bıraaaaak diye bağırırlar. Kaleye gelen bir şutu yakalarım diye önümdeki takım arkadaşıma bıraaaaak diye bağırdım. Benim ikazımı duyan arkadaş şuta müdahale etmedi. Gelen topu elimden kaçırdım ve gol oldu.

10. Genç kalecilere neler tavsiye edersin?

Bol bol çalışmalarına tavsiye ederim. Antrenmanları hiç aksatmamalılar. Hatta antrenman haricinde de çalışmalılar. Ben takımla yaptığım idmanlardan sonra akşamları tek başıma idman yapardım. Kötü alışkanlıklardan uzak dursunlar. Sigara, alkol ve gece hayatı olmayacak. Uyku ve gıdalarına dikkat etsinler.

Yorum: ‘’Haşim Ömer Yakından Gol Yemez!’’

Kalecilik takdir edersiniz ki bir futbol takımında görev yapan 11 kişiden yeri en özel olan bir mevkidir. Futbol kolektif bir oyun olduğu için kalecinin haricinde saha içinde top koşturan futbolcunun hataları çok göze batmayabilir veya telafi edilebilir ama kalecinin en ufak bir hatası sonucu etkileyebilir. Nitekim Haşim Ömer böyle bir anısını okurlarımızla paylaştı. Oynadığı dönemlerde ‘’Haşim Ömer yakından gol yemez ama uzaktan yer’’ denirdi. Bunu kendisine hatırlattığımda ‘’Gözlerim miyoptu gözlük kullanıyordum. Maçta gözlük kullanamadığım için çıkmış bir söylenti’’ dedi.

40 seneye yakın futbol oynadığını söyleyince, aklıma İtalyanların efsane kalecisi Dino Zoff geldi. Dino Zoff’da uzun yıllar İtalyan milli takımının kalesini korumuştu. 19 yaşında profesyonel futbol hayatına başlamış, 22 sene profesyonel futbol oynamış. Doğar doğmaz Futbola başlasa bile 40 sene gibi bir süreç olur. Demek ki Haşim Ömer Dino Zoff’tan bile daha uzun kalecilik yapmış. Hala halı sahalarda eski futbolcu arkadaşlarıyla beraber ter atmakta.

Uzun yıllar amatör liglerde kalecilik yapan biriyle yapılan bu söyleşi; spora gönül vermenin ne kadar büyük bir emek ve sabır gerektirdiğini gösteriyor. Futbolun sadece profesyonelce değil, tutkuyla ve fedakârlıkla amatör bir ruh ile de yaşandığını gösteriyor. Tecrübelerini ve spor hayatını içtenlikle paylaşan Haşim Ömer’e çok teşekkür ederim. Kendisi bu spora gönül vermiş gençlere güzel bir örnek teşkil ediyor.