SÖYLEŞİyorum

‘’Annem İspanyol, Babam Türk’’

Salihlili Milli Sporcumuz

Erdal Efe Basmacı ile Konuştuk

1. Sizi tanıyabilir miyiz?

Adım Erdal Efe Basmacı, Salihli doğumluyum. Annem İspanyol, Babam Türk. İlk, orta ve liseyi Salihli’de okudum. Yeni Salihlispor’da profesyonel futbol oynadım. Daha sonra vücut geliştirme sporuna ilgi duydum. O gün bugündür bu spor ile ilgileniyorum. İki Türkiye şampiyonluğu, bir de Avrupa ikinciliğim var. Kendime ait spor salonunda hem çalışıyorum hem de bu spora ilgi duyanları hem de sağlıklı ve dinç kalmak isteyenleri çalıştırıyorum. Salonumuza gelen gençlere profesyonel anlamda hizmet veriyorum.

2.Vücut geliştirme sporuna nasıl başladınız?

Futbol hayatımda sakatlık geçirince, formdan düşmemek ve kaslarımın zayıflamaması için spor salonuna gitmeye başladım. Sonra baktım vücudumda olumlu değişiklikler gözlemledim. Bu sporu da sevdim ve hayatımın bir parçası haline geldi. Spor salonunu açtıktan sonra yarışmalara katılmayı bir deneyeyim dedim. Derece alacağımı tahmin etmiyordum. Kendimi deneme amacıyla katıldığım ulusal ve uluslararası yarışmalar sonucu, iki Türkiye şampiyonluğu, bir de Avrupa şampiyonluğu derecem oldu.

3.Bir şampiyon olarak günlük çalışma rutininiz nasıl?

Bu sporda beslenme kesinlikle çok önemli. Günde dört veya beş öğün besleniyorum. Tabii uyku da çok önemli. Her gün düzenli antrenman yapıyorum. Şu anda yarışmanın olmadığı bir sezon olduğu için çok fazla  *kardiyo yapmıyorum.(*kardiyo: kalp, damar ve akciğerleri yüksek tempoda çalıştıran ve güçlendiren egzersiz grubu.) Ama yarışma sezonunda her gün sabah saat 6’dan 7’ye kadar bir saat kardiyo yapıyordum. Daha sonra haftada 7 gün olmak üzere ağırlık antrenmanlarına geçiyordum.

4.Beslenme düzeninizde vazgeçilmez olan gıdalar nelerdir? Takviye kullanıyor musunuz?

Vücut geliştirme sporu yapıyorsan, kesinlikle proteini yüksek besinler tüketmelisin. Mesela tavuk ve yağsız kıyma vazgeçilmezimdir. Yarışma zamanı günlük 800 gram, *of sezonunda (*of sezonu: yarışmanın olmadığı sezon) 400 veya 500 gram kıyma ve 7 yumurta kesin tüketiyorum. Yarışma zamanında 800 gram pirinç yediğim çok oldu. Pişmemiş pirinci önce 800 gram tartıp sonra pişiriyoruz. Yarışmaya son 3 gün kala 800 – 700 – 600 gram sadece pirinç yiyip yarışmaya çıkıyorum.

Takviye kullanıyor musunuz? Diye soruyorsunuz. Evet takviye kullanıyorum. Zaten bu sporu takviyesiz yapmak çok zor. Vitaminsiz, mineralsiz kesinlikle çok zor. Balık yağında C vitamini, D vitamini, multi vitamin var. Östrojeni düşürmek için bazı ilaçlar var. Bunları kesinlikle kullanman gerekiyor. Düzenli aralıklarla kan tahlili yaptırman da gerekiyor. Yoksa ipin ucunu kaçırırsın ve geri dönüşün çok zor olur.

5.Bu sporda başarı için disiplin mi, yoksa motivasyon mu önemli?

İkisi de çok önemli ama üçüncü bir şık daha var, o da para. Çünkü bütün masrafını kendin karşılıyorsun. Birisi sana ‘’al bu parayla pirinç al’’ falan demiyor. Ya kendine sponsor bulacaksın ya da kendi imkanlarınla altından kalkacaksın. Bir yarışmacının aylık beslenme gideri minimum 30 bin lira. Pirinç, tavuk çok pahalı değil ama vitaminlere ve yemeğe 30 bin lira ayırman gerekiyor. Bazı sevdiğim insanlar ve adını söylemeden geçemeyeceğim, genç yaşta kaybettiğimiz iş insanı  rahmetli Erhan Yalçınkaya, yarışmalara giderken sponsorluk yaptılar. Büyük şehirde  yaşamamanın dezavantajını yaşıyorum. Büyük şehirde olsaydım bu engelleri daha kolay aşardım. Orada daha fazla özel ders verme imkânım olurdu ama küçük şehirde bu avantajlar olmuyor maalesef.

6. Spordan bağımsız olarak hayatınızda nelere dikkat ediyorsunuz?

Aileme çok önem veririm. İkili ilişkilerime çok dikkat ederim. Olumsuzluğun ve huzursuzluğun olduğu bir yerde asla durmam. Negatif insanlardan uzak durmaya gayret ederim. Çünkü hayat zaten kısa ve zaten bir sürü dert ile uğraşıyorsun. Olumsuz ortamlar beni daha da aşağıya çekiyor. Bu ortamlardan uzak durmaya çok dikkat ediyorum. Kötü insanlardan uzak durmaya çok dikkat ediyorum. Bela belayı çeker derler, o bakımdan bu riski taşıyan yerlerde bulunmamaya özen gösteriyorum. Huzurlu ve mütevazı bir hayatı seviyorum.

7. Yeni başlayanlara neler tavsiye edersin?

Salonumuza sadece vücut geliştirmek isteyenler gelmiyor. Kilo almak ya da kilo vermek isteyenler de geliyor. Özellikle kilo vermek isteyenlere tavsiyem: O göbeği bir ayda yapmadın, o yüzden bir ayda eritemezsin. Çok erken pes etmeyin. Yılların birikimi var. Diyet yapmadan, yediğine, içtiğine dikkat etmeden geldin 25 yaşına, bunun sonucu olarak göbeğin çıktı. Onu bir hafta, on günde eritemezsin. Tam verim alacakları zaman sporu bırakıyorlar. Tavsiyem, ya iyi bilen bir hoca ile çalışsınlar ya da hoca tutacak paraları yoksa çok iyi araştırsınlar. Sosyal medyadan her türlü bilgiye rahatça ulaşılabiliyor. Oradan da araştırabilirler. Kendi kafalarına göre bilinçsizce spor yapmasınlar. Bilinçli bir şekilde hareket ederlerse, çok daha hızlı mesafe alırlar.

8. Gelecekteki hedefleriniz nelerdir? 

Gelecekteki en büyük hedefim yarışacak gençlere antrenörlük yapmaktır. Onları podyuma hazırlamak, bilgi ve birikimimi onlara aktarmak. Benim yaptığım hataları yapmamalarını sağlamak. İlk hedef olarak bir yarışmacı hazırlamak istiyorum. Türkiye Şampiyonası’na hazırlanan, yardımcı olduğum yarışmacılar var. Birebir değil dolaylı olarak yardımcı oluyorum. Bu konuda benden fikir alıyorlar.

9.İlginç bir anınızı okuyucularımız ile paylaşır mısınız?

Benim babam Türk, Annem İspanyol. İkinci olduğum Avrupa Şampiyonası’nın annemin ülkesi İspanya’da yapılması benim için ilginç bir rastlantı oldu. Annemin ülkesi olan İspanya’da hem ülkemi temsil ettim hem de madalya aldım. Gerçekten hoş ve güzel bir anı oldu benim için.

Yorum: İlginç Bir Rastlantı…

Erdal Efe Basmacı’nın iki Türkiye birinciliği ve Avrupa ikinciliği ile taçlandırdığı başarı dolu yolculuğu, aslında futbol oynarken talihsiz bir sakatlanma sonucu tamamen bir rastlantı sonucu bir önüne çıkıyor.

Bu sporun arkasında, çok büyük emek ve motivasyon yatıyor. Vücut geliştirme sporu yalnızca fiziksel olarak yapılan bir spor değil; büyük bir disiplin, sabır ve fedakârlık gerektiren bir spor. Eğer aşk derecesinde sevmiyorsanız maalesef başarı çok uzaklarda bir serap oluyor.

Erdal Efe Basmacı’nın bu başarılarının elbette bize bakan yönleri de var. Hayat yolculuğunda ilham almamız gereken güzel bir örnek. Bu başarının bir mesajı da sadece vücut geliştirme ile ilgilenenlere değil, hayatına hedef koyan herkese örnek olacak nitelikte.

Erdal Bey’e disiplin mi yoksa motivasyon mu önemli diye sorduğum soruya bir şık daha ekliyor. ‘’Para.’’ Profesyoneller için pahalı bir spor olan vücut geliştirme sporu, gerçekten masraflı bir spor. Peki bakanlığımız bu konuda sizi maddi olarak destekliyor mu diye sorduğumda cevap maalesef ‘’hayır’’ oluyor.

Artık birçok şey beni şaşırtmadığı için bu cevaba da şaşırmıyorum. Erdal Bey’de bunu kanıksamış olacak ki, bu konuda eleştiri bile yapmadı Ne diyeyim? Hiç olmazsa, eskilerin dediği gibi ‘’niyet hayır, akıbet hayır’’ olur inşallah diyerek umudumu yitirmemeye çalışayım bari…