Hayatımız Açısından Yeri Kritik Olan Tesisatın Tarihçesi

Kelime anlamı Türk Dil Kurumu’na göre belli bir işin sağlanmasına yardım eden araçların uygun yerlere döşenmesi veya döşenen bu araçların tümü, döşem, donanım demek olan tesisatın hayatımız açısından yeri oldukça kritik bir durumdadır.
Tesisatı genel olarak şu şekilde tanımlamak mümkündür:
Tesisat; insanların daha konforlu ve sağlıklı bir ortamda yaşamaları, üretmeleri, gereksinimlerini karşılamaları amacıyla yapılarda bulunması zorunlu görülen temiz ve pis su, ısıtma, havalandırma, kanalizasyon, gaz ve diğer özel sistemlerin tümüdür.
Tamından da anlaşılacağı gibi tesisat dediğimiz zaman karşımıza bir çok sistem çıkmaktadır. Tesisat çeşitlerini birbiriyle birçok konuda bağıntılı olarak mekanik tesisat ve elektrik tesisatı olarak ikiye ayırarak tesisat çeşitlerini de bu alt dallarında kategorize ederek şu şekilde sıralayabiliriz:
1)Mekanik Tesisatı a)Temiz su ve pis su tesisatı (Sıhhi tesisat) b)Isıtma tesisatı c)Soğutma tesisatı d)İklimlendirme tesisatı e)Yangın tesisatı f)Klima tesisatı g)Doğalgaz tesisatı h)Güneş enerjisi tesisatı ı)Asansör tesisatı j)Basınçlı hava tesisatı
2)Elektrik tesisatı a)Güç dağıtım tesisatı b)Reaktif güç kompanzasyonu c)Yedek güç sistemleri
Tarihsel olarak baktığımızda tesisatın en eski örnekleri Neolitik Dönem’de yerleÅŸik köylere su temini için kuyu açılması ÅŸeklinde olmuÅŸtur. Ev içi borulama sistemi o süreçte henüz geliÅŸmemiÅŸ olup sistemler ilkeldi ve dış mekana dayalıydı. Nitekim ortaya çıkan atıklar genellikle açık kanallarla yerleÅŸim dışına yönlendirilirdi.
Ur, Babil gibi Mezopotamya ÅŸehirlerinde ise piÅŸmiÅŸ toprak borular kullanıldı. Yine erken kanalizasyon kanallarının Mezopotamya’da ortaya çıktığını belirtmek zorundayız. Babil İmparatoru Hammurabi’nin adını taşıyan kanunlarda bile su altyapısıyla ilgili maddeler bulunmaktaydı. Antik Mısır’da ise Nil’den su taşımak için taÅŸ kaplamalı kanallar inÅŸa edilirken Mısır evlerinde de banyo odaları oluÅŸturulmaya baÅŸlanmıştır. Ancak tesisatla ilgili Antik Mısır’da ortaya çıkan yenilik ise bakır borulardır. Bu boruların ilk defa kullanıldığı yerler ise Firavun sarayları ve tapınaklarıydı.
OrtadoÄŸu’da tesisatla ilgili geliÅŸmeler böyle iken Avrupa coÄŸrafyasında da tesisatla ilgili yenilikler yaÅŸanmıştır.
Antik Yunan medeniyetine baktığımızda Knossos (Girit) sarayında MÖ 1700’lerde erken sifonlu tuvalet örnekleri görülürken yine yaÄŸmur suyu drenajı ve temiz su hattının planlanması da birlikte yapılmıştır.
Ama tesisat tarihinin dönüm noktasının yaÅŸandığı asıl medeniyet Roma medeniyeti olmuÅŸtur. Mesela kilometrelerce uzaklardan su getiren dev sistem olan ”Aqueduclar”, yani su kemerlerinden ev içi dağıtım adına düzenli bir borulama altyapısı örneÄŸi olan kurÅŸun ve seramik borulara dek tesisat tarihinin dönüm noktası olan yenilikleri dünyaya armaÄŸan eden Roma medeniyeti olmuÅŸtur. Öte yandan tarihin en eski ve halen çalışan kanalizasyon sistemi olan ”Cloaca Maxima”, Roma patentli bir yeniliktir. Yine Romalılardan itibaren hayatımıza giren hamamlar, çeÅŸmeler, ÅŸadırvanlar ve ısıtma sistemleri (hypocaust) tesisatın geliÅŸimine ivme kazandırdı.
Asya’daki Büyük Hun İmparatorluÄŸu dağıldıktan sonra Çin esaretinden kaçan Türk boyları doludizgin batı yönüne doÄŸru göç edince Avrupa’nın siyasi yapısının adeta altüst olmasıyla bugünkü Avrupa’nın temelleri atıldı ve İlk ÇaÄŸ kapanıp Orta ÇaÄŸ baÅŸladı. Orta ÇaÄŸ, Avrupa için pek de iyi bir süreç olmamıştır. Avrupa için adeta fetret süreci olan Orta ÇaÄŸ’ın Avrupa aleyhine olan koÅŸullarından tesisat da payına düşeni almıştır.
Öyle ki, Çin esaretinden kaçan Türk boylarının doludizgin Avrupa topraklarını çiÄŸnemesi karşısında paniÄŸe kapılan Avrupa’nın yerli kavimleri bu panik içerisinde yer deÄŸiÅŸtirmeye baÅŸladılar ve Roma topraklarına doÄŸru göç etmeye baÅŸladılar. Bu göç akınlarından olumsuz etkilenen Roma İmparatorluÄŸu ikiye ayrılırken Roma medeniyeti her konuda olduÄŸu gibi altyapıda da çöküş yaÅŸamıştır. Özellikle kanalizasyon ve borulama sistemlerinde Avrupa en ilkel devrini Orta ÇaÄŸ’da yaÅŸamıştır.
Buna karşılık olarak aynı çağda Şark medeniyetlerinde, ama özellikle de başta Kurtuba, Şam ve Bağdat olmak üzere İslam medeniyetinin simge şehirlerinde su ve atık yönetimi gelişmişti. Avlulu evlerde yer altı kanalları ve gelişmiş hamam yapılarına ek olarak künk ve taş boru sistemleri İslam şehirlerinde su ve atık yönetiminin ortaya koyduğu muazzam gelişime en güzel örneklerdir.
Türklerde de bilhassa Maniheizm’i benimsemenin etkisiyle savaÅŸma ve beslenme alışkanlıklarını deÄŸiÅŸtirip yerleÅŸik hayata geçen Uygurlardan itibaren tesisat alanında muazzam geliÅŸmeler yaÅŸanırken Türk tarihinin en kudretli imparatorluÄŸu Osmanlı’nın ÅŸehircilik geleneÄŸi daha çok su ve ısıtma tesisatında öne çıkmıştır.
Osmanlı’daki su tesisatı geliÅŸimine verilecek en güzel örneklere bakacak olursak baÅŸta Mimar Sinan’ın baÅŸyapıtı olan KırkçeÅŸme tesisleri olmak üzere su kemerleri, hakeza piÅŸmiÅŸ toprak olan künkten yapılan ve geniÅŸ bir kullanım alanına sahip olan borular yer alırken yine mahalle çeÅŸmeleri, sebiller ve ÅŸadırvanlar örgütlü bir su dağıtım sistemi oluÅŸturmuÅŸtur.
Yine Osmanlı’nın çoÄŸu ÅŸehrinde yeraltı kanallar mevcut olup özellikle İstanbul’un Bizans’tan kalma altyapısı da Osmanlı’da geliÅŸtirilerek çağın koÅŸullarına uygun hale getirilmiÅŸtir.
Osmanlı ÅŸehircilik geleneÄŸinin öne çıktığı ısıtma tesisatında özellikle saraylarda kullanılan ”külhanlar” ve erken kalorifer sistemleri büyük önem arz ederken hamamlarda da geliÅŸmiÅŸ su ısıtma ve buhar dolaşımı sisteminin bulunduÄŸunu da belirtmek zorundayız.
Dünyada büyük geliÅŸmelerin yaÅŸanmaya baÅŸladığı 18. yüzyılın sonlarında gerçekleÅŸen Sanayi Devrimi ile birlikte dökme demir borular, basınçlı su sistemleri ve pompalama teknolojilerinde önemli geliÅŸmeler yaÅŸanmıştır. Avrupa kıtasının ve ABD’nin ÅŸehirlerinde 1850’lerden sonra modern anlamda içme suyu ve kanalizasyon ÅŸebekeleri kurulmuÅŸtur. Ayrıca modern tesisatın doÄŸuÅŸu baÄŸlamında gaz aydınlatması için ilk gaz tesisatları kurulurken 1890’larda ise sıcak su radyatörlü ısıtma yaygınlaÅŸmıştır.
XX. yüzyıl ise teknik tesisatın yüzyılı olmuş, bina mekanik tesisatı ayrı bir mühendislik disiplini olarak kurumsallaşmıştır. Ayrıca yangın tesisatı ve sprinkler sistemleri geliştirilirken havalandırma (HVAC) modern binaların vazgeçilmez parçası haline gelmiştir. Yine bu sürece baktığımızda PVC, PPRC, bakır, çelik gibi modern boru malzemeleri geliştirilirken ısıtma sistemlerinde de kombi, doğalgaz, merkezi ısıtma ve yalıtım da standart hale gelmiştir.
Milenyuma girildiğinde ise akıllı tesisat ve enerji verimli sistemler ön plana çıkmaktadır. Akıllı bina otomasyonu ve IoT tabanlı tesisat çözümlerinin hayatımıza girdiği milenyumda depreme dayanıklı esnek bağlantılar ve yüksek basınçlı polimer borular tesisat alanının demirbaşları olmuştur.
Sonuç olarak insan hayatının görünmeyen fakat vazgeçilmez iskeleti olan tesisata dair sistemler olmadığında günlük hayatın en basit ihtiyaçları bile karşılanamamakta olup insanlık gelişim yaşadığından beri tesisat da ciddi gelişim ve değişim geçirmiş, günümüzde modern yaşamın temelini ve can damarını oluşturmuştur.

